15 Temmuz 2009 Çarşamba

Haağriy?


nası bitti anlamadım ama benim bu yaz en güzel günümdü.evet öyleydi.o kadar mutluydum ki mutluluktan kıskaçlarım çıkacak gibiydi.

dün gece kendimi zorlayarak uyumam sonucu gördüğüm bol fantastik ultra süpersonik Harry Potter dolu rüya taslakları sonucunda sekizde uyandım.bi süre tavana bakıp telefonumu nereye koyduğumu düşünüp elimi yatağımdan aşağıya uzatıp yerde duran telefonumu aldım.Yağmur'dan mesaj vardı.UYANDIM diyordu.hemen cevap attım ancak bir süre sonra mesajlar kesildi.uyuyakaldı sandım.halbusi kalmamış.kalkıp annemi ve Bora'yı yolcu ettim.odama gelip pijamalarımla oturup Simsüç oynamaya başladım.bu süre zarfında Yağmur'la konuşuyordum.mideme ve sağ bacağıma inanılmaz kramplar giriyordu.hatta gece rüyamda da olmuştu sağ bacağıma giren kramp.gün boyu devam etti ve yürümemi can yakıcı hale getirdi bu faktör.ama galiba Yağmur fark etmedi.aferim bana.

tam 13:30'da Kapasiti'de olursak yetişiriz,hatta erken bile gelmiş oluruz demiştim Yağmur'a.az önce öğrendiğim üzere kendisi zaten saatlerdir oradaymış.buradan onu tebrik ediyor,saat tam 13:30'da orada olmama rağmen beklettiğimi iddia ettiği için can-ı gönülden kutluyorum.allah tependen baksın senin Yağmur.

neyseaaaaa koşa koşa Yağmur'u buldum ve ona dudaklarıma bakmasını kesmesini söyledim.ahgsdhadasd.evet.o sırada bilet kuyruğundaki insanlar biraz garip baktı galiba ama fark etmedim pek.sıra bize gelince,zaten bi hafta önce ayırttığım biletlerimizi aldık ve daha 45 dakika olduğu için D&R'a girdik.hem konuşup hem yürüyerek sağda solda gördüğümüz kimi kitaplara bok atıyor,kimi kitaplarıyla yere göğe sığdıramıyorduk.fantastik kitapların bulunduğu raflara gelince inme indi ikimize de.diz çöküp her bir sayfasını öptük o ilahi kitapların.evet yaptık.D&R'dan çıkıp sinemaya girdik.halbusi daha 15 dakika vardı.olsundu ama.sonra 9 numerolu salona giderken karşımıza çıkan binbeşyüzmilyon tane Coni Dep kartonetlerinin bir işaret olup olmadığını tartıştık.sonunda salondaydık.

salona girer girmez ilk gördüğümüz yere oturduk.sonradan öğrendim ki biz doğru yere oturmuşuz zaten.aferim bize.Yağmur sağımdaydı,bu durumda ben de onun solunda oluyorum.evet.Yağmur'un sağında benim terakkiden bi arkadaşımın kardeşi,onun yanında da terakkiden o arkadaşım oturuyordu.onun da koyu HP fanı olduğunu biliyordum eskiden.hatta aramızda kalsın ama onu da ben HP'ye alıştırdım pek yakın arkadaşım olmamasına rağmen.

reklamlar başladı ve ardından beklenen ses.o salondaki gerçek fanların hepsinin tüylerini diken diken eden ses.ama Oğuzhan gibilerden bahsetmiyorum.onlar fan değil.

o an,Yağmur'la gerçekten de üç kollu ,iki kafalı,yeşilli kırmızılı beyazlı kıyafeti olan ve saçlarının yarısı mor olan bi mutant haline geldik.harbi diyorum.hissettim olum.ne kadar süre öyle kaldık hatırlamıyorum.ama kısa bi süre gibi geldi bana.şimdi düşünüyorum da,ben film arasını da hatırlamıyorum lan.film dışında bişe hatırlamıyorum lan noluyo!neyse ya doğaldır herhalde.

filmin son yarım saatinde yanımda oturan çocuğun şaşkın şaşkın bana baktığını gördüm göz ucumla.ne var yani ağlayamaz mıyım.hatta ağlamam o kadar normal ki.OLM Harry'den çok ağladım ben ya.film bittiği an ayaklanan insanlara olan nefretime,Severus'a,Dobby'ye,Dumbledore'a,Lupin'e,Deli Göz'e...hatta Dumbledore'un karşısındayken zayıflığı yüzünden okunan Draco'ya bile...yanımda oturan ve taban tabana zıt olduğumuzu düşünürken beni yanıltan,o an beni anlayan birisi olan Yağmur'un ağlarken burnunu çekip durmasına...hepsine ağladım.ve haklıydım.film,olabildiğince eşsizdi.bu gün ise,gerçekten tek kelimeyle bir high five'ı hak etmişti.film bittikten sonra sarılıp ağladık Yağmur'la.kalkmadık.o sesin içimize bir kez daha işlemesine izin verdik.aklımızdan geçen binlerce fantastik fikri konuşmadan önce oturduk ve birbirimizi teselli ettik.bu fantastik dünyada yaşamadığımız için içimizden küfrettik.evet,ikimiz de birbirimizin ne düşündüğünü duyuyorduk o an.

filmden çıkıp tuvalete gittik.ben elimi yıkarken Yağmur yanımda duruyordu ve aynadan birbirimize bakıp Yağmur'un arkasında durup konuşan iki kızın konuştukları konulara yorumlarımızı sadece mimiklerimizle yapıp aynadan birbirimize güldük.koca aynada herkes ne yaptığımızı görüp anlam veremiyordu.amaaaaan koy götüne dedik içimizden.

filmden sonra gidip iskender yedik.evet sevgili okur,canın çeksin diye yazıyorum.iskender sektörüne bi katkım olsun bari.neyse,yemekte o kadar çok söyleyeceğimiz şey vardı ki,beynimizde sıraya koymak için çabalarken kendi beynimizde kaybolduk.bi konuyu anlatırken öbür konuyu unuttuk,beynimiz Dumbledore'un kararmış eline döndü.sonra yemeğimiz bitince masadan kalkarken ikimiz de aynı anda dengemizi kaybedip gülme krizine girdik.amaaaan koy götüne demiştik zaten baştan.felix felicis kafa yaptı.


o diyilde slughorn'le Harry'nin o sahne LEGENDARY'di be aaabi.
-Pıtkı

2 yorum:

  1. draco malfoy oğlum ol

    bence tom felton bu flmde atlama yarattı oyunculuğuyla.

    ama danel tam maldı bence, katılmıyorum.

    YanıtlaSil